blog_img1

Asperger Bozukluğu

Avusturyalı çocuk doktoru Hans Asperger 1944 yılında zihinsel yeti olarak geri olmadıkları halde sosyal iletişim becerilerinde ciddi sorun yaşayan ve sıra dışı ilgi alanlarıyla hemen dikkat çeken bir grup çocuk olduğunu gözlemledi ve bu çocuklarda sıra dışı bir durum olduğunu bildirdi. İlk defa Asperger tarafından tanımlanan bu hastalık ancak 50 yıl sonra bilimsel literatürde yer alabildi ve hastalığa Asperger Sendromu/Bozukluğu adı verildi. 
Bu gecikmenin en büyük nedeni, hastalığın Otizm ile benzer belirtilerinin bulunmasıydı. Oysa Otistik Bozukluk ile arasında belirtiler ve hastalığın gidişi açısından önemli farklar vardı. Psikiyatrik hastalıkların bilimsel sınıflama sistemi DSM 5 de, otizm benzeri hastalıklar tek bir çatı tanı olan Otistik Spektrum Bozukluğu adı altında toplanması ile artık Asperger Bozukluğu tanımı kullanılmamaya başlanıldı. Asperger bozukluğu olan çocukların belirti çeşit ve şiddetine göre bir kısmı Otistik Spektrum Bozuklukları içinde yer alırken, bir kısmı da yeni bir tanı olan Toplumsal İletişim Bozukluğu içinde yer aldı. 

Yaş büyüdükçe konuşma daha da gelişir. Ancak konuşmada monotonluk, tekdüzelik ve tekrarlar hâkimdir. İçerik ise sınırlı ve zaman zaman gereğinden fazla abartılıdır. Yaşından daha büyük bir kişi edasıyla konuşan çocuğun, konuşmasına genellikle duyguları eşlik etmez. Konuşurken jest ve mimiklerin kullanılmasında ve karşısındaki kişinin jest ve mimiklerini yorumlamakta sorun olabilir. 

 

Bu çocukların zekâ düzeyleri çoğunlukla normal ya da normalin üzerindedir.

Ancak akademik başarıları genellikle zekâları ile uyumlu değildir. Genellikle zekâ düzeyi ölçümünde kullanılan testlerde de gerçek performanslarını gösteremezler. Bazı alanlarda çok kolay öğrenip ve çok üst düzey başarı gösterirken, bazı alanlarda da çok yoğun öğrenme zorluğu yaşayabilirler. 

 

Bilişsel olarak kendi ilgi alanlarında hayrete düşüren performans sergileyebilirler. Özel ilgi alanları müzikten dil öğrenmeye, edebiyattan siyasete kadar geniş çeşitlilik gösterebilir. Müzik alanında özel yetisi ile enstrüman çalmayı çok kolay öğrenebilir, besteler yapabilirler. Resme yeteneği olanlar, sıra dışı güzel resim veya karikatürler çizebilirler. Farklı özel yetileri ile hemen dikkat çekerler. Haritalara ilgisi olan bir çocuk tüm dünya haritasını ezberleyebilir. Dünyadaki tüm ülke, şehir, dağ, deniz, nehirler hakkında üst düzey bilgiye sahip olabilir. Dil öğrenme yeteneği de üstün düzeyde olanlar erken yaştan itibaren çok kolay yabancı dil öğrenirler. Kelimeleri kolay ezberlerler. Birden fazla yabancı dil öğrenmeye meraklıdırlar. 

Asperger Bozukluğu olan çocukların en önemli sorunu ise yalnızlıktır. Bazen çocuk yalnız olmayı tercih eder. Ancak bir kısmı aslında sosyal olma çabası içindedir. Kendi ritüellerine sıkıca bağlı olmaları ve “duruma göre vaziyet alma” yani “esneyebilme” becerilerindeki sorun sosyal alandaki iletişimlerini bozar. Arkadaşları ise, espri yeteneği olmayan, yaptığı şakalar saçma ve anlamsız olan, şakadan anlayamayan, empati noktasında sorunu olan, tekrarlayan anlamsız hareket ve sözleri olan birine fazla tahammül edemez ve onu gruptan dışlarlar. Genellikle arkadaşları tarafından “garip, tuhaf, ilginç” olarak tanımlanırlar. 

Otizm ile Asperger Bozukluğu yaşamın ilk yıllarında ayırt temek zordur.

Otizmde konuşma geriliği varken Asperger Bozukluğunda konuşmaya başlama ve konuşma normal seyredebilir. Bilişsel ve dil gelişimi olarak otizmden daha iyidir. Otizmli çocuğa göre Asperger Bozukluğu olan çocuk nispeten daha konuşkan hatta ilgi duyduğu alanlarda aşırı konuşkandır. İletişim kurma istekleri otistik çocuklara göre daha fazladır. Bazı vakalar öyle güzel ve bilgiç bir şekilde konuşurlar ki toplum içinde hemen dikkat çekerler.