blog_img1

Boşanma ve Boşanmış Aile Çocukları

Her çocuk için doğal olan, yaşamını anne ve babası ile birlikte geçirmesidir. Anne-baba ve çocuklardan oluşan aile yapısı, çocuğun psikolojik gelişimi ve sosyal uyumu açısından vazgeçilmezdir. Ancak bir o kadar vazgeçilemeyecek bir durum da ailenin çocuğa sevgi, mutluluk, neşe ve güven verebilmesidir.  Bunun olabilmesi için de aile ortamının huzurlu olması şarttır. Ailenin huzurlu olmasının birinci şartı; anne-baba arasındaki uyum ve anlaşmadır. Eşler arasında süregiden ve şiddetli anlaşmazlık ve geçimsizlik tüm aile bireylerinin, dolayısıyla da çocuğun mutsuz olmasına neden olur.

Boşanma nedeniyle çocukta gelişebilecek sorunlardan kaçma bahanesiyle, her ne pahasına olursa olsun evliliği sürdürmeye çalışan eşler vardır. Çocuğun sağlıklı bir birey olarak yetiştirilmesi için sadece anne-babayla birlikte yaşaması yetmez, ailenin huzuru da önemlidir. Her gün kavga gürültünün olduğu, çocuğun gözü önünde annenin veya babanın fiziksel ya da sözel şiddete maruz kaldığı bir aile ortamının çocuğa zarar vermediğini düşünemeyiz. Aslında boşanma tamamen bireyin kendi başına vermesi gereken bir karardır. Evliliğini sürdüremeyeceğini düşünen eş ya da eşler, boşanma kararını alırken bu kararın öncelikle kendi hayatları ile ilgili bir karar olduğunu düşünmek zorundadırlar.

Eşlerin ayrılması aynı zamanda ailenin parçalanması anlamına gelir.
Amerika’da yapılan araştırmalar, her dört çocuktan birinin öz anne ya da babasından ayrı bir hayat sürme zorunluluğunda kaldığını göstermiştir. Ülkemizdeki boşanma oranı Batı ülkelerinde olduğu kadar yüksek olmasa da gün geçtikçe bu oranın arttığı istatistiksel verilerden anlaşılmaktadır. Çocuklar için oldukça zedeleyici olan anne-babanın boşanma olayı, süreç içinde yapılan yanlışlıklar ile daha da zedeleyici bir hal alabilir.

Boşanmadan önce ve boşandıktan sonra bazı eşler; aralarındaki gerginlik ve anlaşmazlıkları çocuk üzerinde yaşar, kızgınlık ve öfkelerini çocukları kendi taraflarına çekerek boşaltmak isterler. Kendilerinin iyi anne ya da baba olduğu mesajını verebilmek için abartılı davranışlara başvururlar. Çocuğu diğer eşe karşı adeta bir silah olarak kullanır, bunun için karşı tarafı devamlı suçlama ve kötü gösterme çabasına girerler. Anne, babanın ne kadar kötü bir adam olduğundan ve evle hiç ilgilenmediğinden bahseder. Baba da annenin kendilerini terk ettiğinden ve aslında suçlunun anne olduğundan söz eder. Bütün bu olaylar çocuğun zihnini karıştırır.

Eşlerin boşanması çocuk için bir sürpriz olabileceği gibi, geçimsizliğin uzun süredir yaşandığı ailelerde zaman zaman olan geçici ayrılıklar nedeniyle beklenen bir olay da olabilir. Aralarında ağır geçimsizlik olan eşler, fiilen ayrılmasalar da duygusal olarak ayrılıkları evde çocuklar tarafından hissedilir. Bu eşlerin boşanması çocuk için şaşırtıcı olmaz. Olaylar nasıl gelişirse gelişsin eşlerin boşanması çocuğun hayatında bir dönüm noktasıdır. Artık çocuğun yeni bir hayata, başka kişi ya da kişilere alışma zorunluluğu vardır.

Ailenin parçalanmasına erişkinler gibi çocuklar da çeşitli duygusal tepkiler verirler. Anne ve baba, çocuğun bu duygularını su yüzüne çıkarmasına izin vermelidir. Çocuğa duygularını ifade etme şansı tanınmaz ise daha sonraki dönemlerde, çocukta, başta duygusal olmak üzere farklı alanlarda psikiyatrik sorunlar açığa çıkabilir.

Dahası; bu çocuklar erişkinlerden fazlaca ilgi isteyecek, yetişkin olduklarında tek başına bir şeyler başarabilme gücünü kazanamayacak ve yalnız kaldıklarında kendilerini kötü hissedeceklerdir. Böyle çocukların, diğer insanların duygularını anlayabilme yetisine sahip olmaları mümkün değildir. Kriz dönemi sayılan bu dönemde, anne-babanın, çocuğun duygusal olarak rahatlamasını sağlayacak farklı yollar bulması ve bu konuda çocuğa yardımcı olması gerekir.

Anne-babanın boşanmasıyla yeni bir döneme giren çocukta duygusal sorunlar kolayca gözlenebilir.
Kendini kötü hissetme ve içe kapanmayla başlayan süreç Depresyonun habercisi olabilir. Ayrıca; bu çocuklarda Kaygı Bozuklukları, OKB, Anneden Ayrılamama Kaygısı, Okul Fobisi, Uyku Bozuklukları, Enürezis ve Enkoprezis ve Okul Başarısızlığı gözlenebilir.