Haberleşmek insanoğlunun en önemli ve temel ihtiyaçlarından biridir. Sadece yakın çevremizi değil, tüm dünyada ne olup bittiğini merak eder, bilgi sahibi olmak isteriz. Hızla gelişen haberleşme teknolojisi yaşamımızda radikal değişikliklere yol açtı, hayatımızı çok kolaylaştırdı, ancak, bilinçli bir kullanım olmaz ise bu kolaylığın getirdiklerinden çok, götürdüklerinin daha fazla olduğu da bir gerçek.
Bağımlılık dediğimizde daha çok “fiziksel bağımlılık” akla gelir.
Teknoloji bağımlılığı daha genel bir kavramdır. Her türlü ekrana olan bağımlılığını ifade eder. Ancak son dönemlerde internetin hayatımıza girmesi ve kolay ulaşılabilir olması nedeniyle, öne çıkan bağımlılık türü, oyun, haberleşme ve bilgi alma amaçlı olarak internetin sorunlu kullanımı ya da bağımlılığıdır.
İnternet hayatımızda 4 kullanım derecesinde yer alır. Birincisi interneti sadece zorunlu hallerde ve ihtiyacımız için kullanırız. Haberleşmek, bilgiye ulaşmak ve dünyada olup bitenleri takip etmek gibi tamamen ihtiyaca yönelik bir kullanım şeklidir. İkincisi, eğlence ve boş zman geçirme amacıyla sık ve düzenli internet kullanımıdır. Burada kişi ihtiyaçları dışında interneti kullanır ancak kullanım süresi sınırlıdır, istediğinde bırakabilir be tip kullanımın günlük yaşamında herhangi bir olumsuz etkisi olmaz.
Üçüncüsü sorunlu internet kullanımıdır. Burada çocuk ve ergen interneti yine ihtiyaca yönelik kullanmaz eğlence amacıyla kullanır. Bu kullanım tarzında yavaş yavaş günlük yaşamda sorunlar oluşmaya başlar. Yani günlük yapılması gereken sorumluluklar yapılmamaya başlanır. Ancak durum bağımlılıktaki kadar ağır düzeyde değildir. Sorunlu kullanım bağımlılığın öncülüdür.
Dördüncüsü ise bağımlılıktır. Burada bağımlılık ölçütlerini karşılayan bir durum söz konusudur. Çocuk ve ergen günlük yaşamdaki en belirgin aktivitesi internettir ve internet ile ilgili aşırı zihinsel uğraş içindedir. İnternette geçirilen zamanın kesintiye uğraması durumunda gerginlik, uykusuzluk, öfke, mutsuzluk, huzursuzluk ve kaygı gibi yoksunluk belirtileri yaşamaya başlar. Bir süre sonra istenilen keyfi almak için giderek daha fazla oranda internet kullanma ihtiyacı duyar. Bu durumun oluşturduğu psikososyal problemlerin bilmesine rağmen de interneti aşırı kullanmaya devam eder. Ödevlerini ve günlük sorumluluklarını yapmaz, okula devamsızlığı artar, ders başarış düşer. Arkadaşlarıyla online oyun dışında etkinliklere ve oyunlara katılmak istemez.
1. İnternet ile ilgili aşırı zihinsel uğraş (sürekli olarak interneti düşünme, internette yapılan aktivitelerin hayalini kurma, internette yapılması planlanan bir sonraki etkinliği düşünme vb.)
2. İstenilen keyfi almak için giderek daha fazla oranda internet kullanma ihtiyacı duyma
3. İnternet kullanımını kontrol etme, azaltma ya da tamamen bırakmaya yönelik başarısız girişimler
4. İnternet kullanımının azaltılması ya da tamamen kesilmesi durumunda huzursuzluk, aşırı üzüntü ya da kızgınlık hissedilmesi
5. Başlangıçta planlanandan daha uzun süre internette kalma
6. Aşırı internet kullanımı nedeniyle aile, okul, iş ve arkadaş çevresiyle sorunlar yaşama, ders başarısında düşme
7. Başkalarına (aile, arkadaşlar, terapist vb.) internette kalma süresi ile ilgili yalan söyleme
8. İnterneti bir problemlerden ya da olumsuz duygulardan kaçmak veya (örn: çaresizlik, suçluluk, çökkünlük, kaygı) uzaklaşmak için kullanma
Bazı anne baba ya da bakıcılar çocuğu oyalamakta zorlandıklarında onları TV ya da telefon ekranının karşına oturtmak gibi kolay bir yol bulurlar. Reklam ve müzik klipleri bebeklerin fazlaca ilgisini çeker. Özelikle bazı çocuk kanallarında sakin bir müzik eşliğinde defalarca ağır çekim tekrarlanan görüntüler çocukları adeta hipnotize eder ve uzun süre ekrana bağlar. Özelikle hareketli, kontrolü zor, çevresine zarar verebilecek çocuklar için TV ve telefon ekranı kontrol edici bir araç olarak kullanılır.
Ekran önüne bırakılan çocuk, saatlerce aynı şeyleri seyredip, çevresiyle iletişimini büyük oranda koparır. Sayısız renk, görüntü ve ses alternatifi yanında onları ekrana bağlayan en önemli özellik, minik parmaklarıyla hâkim oldukları değiştirme gücüdür. Bu durum çocukların bilgisayar ekranına kolay bağlanmasına ve verilmediğinde hemen yoksunluğa girmesine neden olur.
Bütün bunlar, çocukta geç konuşma, sözel anlatım ve iletişim becerilerinde gerilik, çevresindekilerle ilişki kurmakta zorlanma, otistik belirtileri taklit eden “tepkisel bağlanma bozukluğu” na neden olabilir.
Bilgisayarlar çocukları oyalamak için kullandığımız en problemli ve sıkıntılı araçlardandır. Bu nedenle 2.5-3 yaşından önce çocuklarımızı ekranla tanıştırmayalım. Sonrasında ise ekranın karşısında olduklarında, onların yanında olalım. Uygun oyun ve görüntüleri bizim gözetimimizde 15-20 dakika kadar oynamalarına ve izlemelerine izin verelim. Sınırsız ve kontrolsüz kullanıma ise asla izin vermeyelim.
Uzun süre ekrana maruz kalan çocuklarda bebeklik dönemimden başlayan iletişim bozuklukları, kendini ifade etme ve çözüm üretme becerilerinin gelişmesinde gerilik, kas kullanımı ve motor becerilerde eksiklikler en erken dönemde gözlenen olumsuz etkilerin başında gelir.
Çocuklarımızı ekranın büyülü dünyasının verdiği zararlardan korumak için öncelikle en az onlar kadar internet ve dijital aletler hakkında bilgi sahibi olmalıyız. Bu sayede çocuğumuzun internette ne yaptığını anlayabilir, neyle uğraştığını takip edebilir, bazı yersiz endişelerinizden kurtulup, onu olası tehlikelerden de koruyabiliriz. Çevrimiçi ortamda insanların her zaman kendilerini tanıttıkları gibi olmayacaklarını unutmamalı ve bu konuda çocuğumuzu bilinçlendirmeliyiz.
İnterneti, yaygın kullanımı nedeniyle çocuk ya da ergenin hayatından teknolojinin tamamen çıkarılması mümkün değildir. Doğru, ölçülü ve kontrollü kullanımının çocuğa öğretilmelidir. Çocuk ve ergenlerde dürtü kontrolü tam gelişmediğinden bu süreçte anne babanın çocuğa doğru kullanım konusunda destek vermesi gerekir. Ayrıca internetin kontrolsüz kullanımının olası olumsuz sonuçları konusunda farkındalıkları azdır. Bu nedenle, bilinçli internet kullanımı konusunda çocukta farkındalık oluşturmak, kullanım süresini ve içerikleri yakından takip etmek gerekir.
Ailenin çocuğunun internet başında ne yaptığı, ne kadar süre durduğu, ne zaman ve ne için internete girdiği (oyun, araştırma, arkadaşlık siteleri v.b.), nerede ve kiminle internete girdiği konularında bilgi edinmesi gerekir. Çocuğumuzun yapmaması gereken şeyleri bilmesi yetmez, neden yapmaması gerektiğini onlara mantıklı açıklamalarla anlatmalıyız. Bazı içeriklerin ona verebileceği zararları mantıklı bir şekilde izah edilmelidir. Yapmamaları gereken şeyleri söylerken, onlara alternatifler de sunmamız gerekir. Çocuğumuzu bilgisayarın ya da tabletinin başından kaldırdığımızda, ona yapabileceği farklı eğlenceli bir alternatif sunmalıyız.
İnternet bağımlılığı genellikle birden fazla faktörün etkisiyle oluşur. Diğer bağımlılıklarda olduğu gibi genetik yatkınlık çok önemlidir. Bazı çocuk ve ergenler, internet bağımlılığı açasından risk taşırlar. Özellikle dürtüselliği ve Dikkat eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuk ve ergenler, isteklerini ertelemekte ve frenlemekte zorlukları nedeniyle bilgisayarın başından kalkamayabilirler. Dikkat eksikliği olan çocuk ve ergenler de hayali oyunlara fazlaca düşkündürler. Oyunların içeriği ve cazibesi onları ekrana kilitler. Özellikle sosyal kaygısı olan çekingen ve arkadaş gruplarına giremeyenler bazı gençler de online oynanan oyunları sosyalleşmek ve arkadaş ihtiyacını gidermek amacıyla sık ve uzun süre kullanırlar. Çevresindeki arkadaşları sürekli online oyun oynayan bir çocuğun grupta kalabilmek adına fazlaca bilgisayar başında kaldığını sıkça gözleyebiliriz. Aile ilişkilerinin iyi olmadığı, kendini yalnız hisseden çocuklarda bu oyunları sıkıntı giderme amaçlı olarak kullanırlar.
Bu çok kolay bir süreç değildir. Genellikle çocuk ve ergenler kendilerinin internet bağımlısı olduğunu kabul etmez ve bu nedenle de yardım almak istemezler. Suçlayan, damgalayan ve sabırsız bir anne baba tutumu tedaviye başlamayı engeller. Sürecin onunla işbirliği ile yönetileceği konusunda çocuk ikna edilmelidir.
Tedavi sürecinde mutlaka internet bağımlılığına eşlik eden psikiyatrik bozukluklar da tedavi edilmelidir. Tedavide psikoeğitim, bilişsel davranışçı psikoterapi, aile odaklı psikoterapi ve eşlik eden psikiyatrik bozukluklara yönelik ilaç tedavisi uygulanabilir. Tedavide hedef çocuk ve ergenin interneti kontrollü kullanmasını sağlayabilmektir. Çocuğun hayatına anlam katacak, boş zamanlarını değerlendirip keyif alacağı etkinlikler ile spor ve sanat, tedavi sonrası süreçte tekrar sorun yaşamayı engelleyecek en değerli koruyucu önlemlerdir.
• Depresyon
• İntihar düşüncesi
• Düşmanlık duygusu
• Sosyal kaygı bozukluğu
• Diğer bağımlılıklar: Alkol, tütün ve madde bağımlılığı
• Ders başarısında düşme
• Çocuklarımızın interneti uygun bir şekilde nasıl kullanacakları konusunda bilgilendirmek.
• Kendi bilgisayar ve akıllı telefon kullanımımız ile onlara örnek olmak.
• Çocuklarımızın bilgisayarı salon ya da mutfak gibi ortak kullanım alanlarında kullanmalarını sağlamak. Odalarına kapanıp saatlerce bilgisayar ya da telefonla meşgul olmalarına izin vermemek.
• Zararlı içeriklerden onları korumak için mutlaka gerekli filtre ya da diğer koruma araçları kullanmak.
• İnternet başında geçirilen süreyi kontrol etmek ve mutlaka bir süre sınırı koymak.
• Çocuklarımızın internette yaptıkları konuşma yazışma ve görüşmeleri kontrol etmek.
• Çocuklarımızın erken yaşta sosyal ağlarla tanışmalarına izin vermemek. Sosyal ağları kullanıyor iseler içeriklerini kontrol etmek.
• Çocuklarımızın e-mail adreslerini ve şifrelerini bilmek. Sosyal medya hesaplarını yakından takip etmek.